Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı altında buluşturuyor.
Proletarya diktatörlüğünün en zorlu görevlerini ve sorunlarını üstlenen muzaffer pratisyen Josef Stalin’e ait ve 18 Aralık 1929’da ilk kez SBKP MK yayın organı Pravda’nın 298. sayısında yayınlanan “Zorunlu Bir Düzeltme” adlı metni okurlarımıza sunuyoruz.
Zorunlu Bir Düzeltme
Pravda, 16 Aralık tarihli nüshasında (296 sayılı), (Parti Meseleleri kısmında) “Kafa Karışıklığı Olmalı mı?” başlığıyla, Komsomolskaya Pravda’da “Leninizm Üzerine Giriş Denemesi” içinde geçen ve dünya emperyalist cephesinde devrimci bir yarılmanın en uygun koşullarının tartışıldığı ifadelerden birini eleştiren imzasız bir makale yayınladı.
Yazar, eleştirilen makaleden şu alıntıyı yapıyor: “Leninizm, devrimin, emperyalist zincirin en zayıf halkasında başladığını öğretir.”
Devamında da bu pasajı Buharin’in Geçiş Dönemi Ekonomisi’nden şu pasajla aynı kefeye koyuyor: “Kapitalist dünya sisteminin çöküşü, en zayıf ulusal-ekonomik sistemlerden başlayacak.”
Yazar, bunun ardından Lenin’in, Buharin’in kitabındaki bu pasaja yönelik kritik karşıt gözlemlerini alıntılıyor ve Komsomolskaya Pravda’daki “Leninizm Üzerine Giriş Denemesi” makalesinin, Buharin’inkine benzer bir yanlıştan ötürü hatalı olduğu sonucuna varıyor.
Bana öyle geliyor ki “Kafa Karışıklığı Olmalı Mı?” makalesinin yazarı yanılıyor. Hiçbir koşul altında, -“emperyalist zincir en zayıf olduğu yerden kopar“- tezi ile Buharin’in “emperyalist zincir ulusal-ekonomik sistemin en zayıf olduğu yerde kırılır” tezi denk tutulamaz.
Neden mi?
Çünkü ilki, yarılması gereken emperyalist zincirin zayıflığından yani emperyalist kuvvetlerin zayıflığından bahsederken Buharin, emperyalist zinciri kırması gereken ülkenin ulusal-ekonomik sisteminin zayıflığından yani anti-emperyalist kuvvetlerin zayıflığından bahsediyor.
Yani hiçbir şekilde aynı şey değiller. Bundan ötesi, bu ikisi karşıt tezlerdir.
Buharin’e göre, emperyalist cephe ulusal-ekonomik sistemin en zayıf olduğu yerde kırılır. Bu, elbette ki doğru değil. Eğer doğru olsaydı, proleter devrim Rusya’da değil, Orta Afrika’da bir yerde başlardı.
“Leninizm Üzerine Giriş Denemesi” ise Buharin’in tezinin tam aksine emperyalist zincirin en zayıf olduğu halkadan kopacağını belirtiyor. Ve bu ziyadesiyle doğru.
Dünya emperyalizminin zinciri kesin olarak belirli bir ülkede kopar çünkü zincir içinde bulunulan anda o ülkede en zayıf durumdadır. Öteki türlü, kırılmaz. Öteki türlü, Menşevikler Leninizme karşı mücadelelerinde haklı olurlardı.
Peki belirli bir ülkede emperyalist zincirin zayıflığını ne belirler? O ülkedeki sınai gelişmişlik ile kültürel düzeyin belirli asgari bir düzeyde var oluşu. O ülkedeki sınai proletaryanın belirli bir asgari varoluşu. Proletaryanın ve proletaryanın öncüsünün devrimci ruhu. O ülkede proletaryanın, emperyalizme karşı mücadelede kendisini takip edebilecek, elle tutulur bir müttefike (mesela köylülüğe) sahip oluşu. Bunun sonucu olarak, o ülkede emperyalizmi tecrit ve alaşağı edilişini kaçınılmaz kılacak bir dizi şartların bileşimi.
“Kafa Karışıklığı Olmalı Mı?” makalesinin yazarı, açıkça görülüyor ki bambaşka iki şeyi karıştırmıştır.
Sahiden – kafa karışıklığı olmalı mı?