• Hakkımızda
  • İletişim
  • Sayılar
No Result
Tüm sonuçları görüntüle
28 Ocak Perşembe 2021
yolculuk
  • Aktüel
  • Emek
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kadın
  • Yaşam
    • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Devrim Kitaplığı
    • Enternasyonal Yolculuk
  • Aktüel
  • Emek
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kadın
  • Yaşam
    • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Devrim Kitaplığı
    • Enternasyonal Yolculuk
No Result
Tüm sonuçları görüntüle
Gazete Yolculuk
No Result
Tüm sonuçları görüntüle

Filistin’in Kurtuluşunun Stratejisi – FHKC (*)

11.12.2020 03:20
17 1
Ölümünün sekizinci yılında El-Hakim’in yolunda zafere kadar direniş sürüyor
TweetPaylaşGönderGönderTara

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı altında buluşturuyor.

Sınıflar mücadelesinin yasaları ve yüksek lisanı, Ortadoğu’da, emperyalizmle uzlaşmaz mücadele şeklinde sadeleştirilebilir nitelikte.

Dolayısıyla, tarihsel görevi, ülkesinin sınıflar mücadelesini zafere kadar yönetmek olan öncünün, Ortadoğu’da Marksizm-Leninizm ışığında kurtuluş şiarını belirlemekle yetinmemesi, aynı zamanda kendini bu şiar ile adlandırması, alelade bir tesadüf değil, bu coğrafyanın devrim mücadelesinde bilimselliğin ifadesidir.
Cisimleşişiyle, bu topraklarda kurtuluş şiarını örgütsel formuna kavuşturan hareketlerden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), kuruluşundan on dört ay sonra, Şubat 1969’da ilk kongresini topladı.

FHKC’nin kurucu önderi ve Filistin halkının bilgesi Dr. George Habash’ın, ilerleyen yıllarda gerçekleşecek 6. Kongre’de, “Yoldaşlar! Militanca yaşanan on yıllardan ve yaşadığım zengin deneyimlerden elde ettiklerim bana bahşedilmiş bir şey değildir; bu deneyimlerin içeriğini ve derslerini tüm başarı ve hataları ile birlikte gözden geçirmek sizin ve gelecek nesillerin hakkıdır. Tarihin esiri olmak için değil, geleceği kurabilmek için gerekli ön koşul olarak, ondan yararlanabilmek amacıyla, tarihimizi en doğru biçimiyle okumalıyız. Bugün, dünün nitel bir genişleme halidir ki aynı zamanda, dün, yarının materyalist ve entelektüel kuruluşunu meydana getirir.” sözleriyle tarihe not düştüğü üzere, yarınların materyalist ve entelektüel kuruluşu adına, FHKC 1. Kongresi’nde saptanan Filistin devriminin stratejisinin tanıtlandığı dokümanın “Siyasal Teorinin Önemi” başlıklı ilk kısmının çevirisini okuyucularımıza sunuyoruz.

Metin, FHKC’nin 53. kuruluş yıl dönümünde yayınlanmasının sembolik anlamının yanında, dikkatli okuyucu tarafından derhal ve şiddetle fark edilecek şekilde, aynı zamanda günümüz ve ülkemiz devrimci mücadelesinin teori ve bilimsel strateji eksikliği sorununa muhteşem yanıt veren bir çalışma niteliğinde.

FİLİSTİN’İN KURTULUŞUNUN STRATEJİSİ

Başarının temel şartlarından biri, koşulların net bir bakışla değerlendirilmesi, düşman ve devrimci güçlerin net bir değerlendirmesidir. Mücadelenin stratejisi bunun ışığında belirlenir ve bu perspektifle belirlenmediği durumda ulusal eylem, kısa sürede başarısızlıkla sonlanacak fevri bir kumara dönüşür. Bu nedenle, kavga ve fedakârlıkla geçen on yılların ardından, Filistin halkının, bu sefer, silahlı mücadelenin başarı için gerekli koşulları sağladığına ikna edilmesi zorunludur.

Halkımız, Siyonist ve sömürgeci planlara karşı uzun bir kavga yürüttü. 1917’den (Balfour Deklarasyonu) bu yana, topraklarını korumak, özgürlüklerini kazanmak, ülkelerini sömürgecilerden kurtarmak, kendi kaderlerini tayin hakkını edebilmek ve kendi ülkesinin kaynaklarını kendisi kullanabilmek adına dövüşmeyi sürdürdü. Siyonizm ve sömürgeciliğe karşı mücadele, her biçim ve yöntemi aldı. Halkımız, 1936’da topraklarını, evlerini, özgürlüklerini ve geleceklerini inşa etme haklarını savunma uğruna silahlandı ve binlerce şehitle fedakârlığın her türlüsünü gösterdi.

Tarihin bu döneminde halkımızın silahlı mücadelesi, günümüzün komando eylemleri ile yığınların etrafında toplandığından geri kalmayacak şekilde, bir kitlesel bilinçlilik yarattı. Ancak halkımız, tüm fedakârlıklara, bugün komando eylemleriyle verilenin ötesine uzanan sayılara sahip şehitler kervanına, silah kuşanmaya ve kitlelerin büyük heyecanına karşın hala zafere ulaşabilmiş değil.

Büyük bir çoğunluğu, hala kampların sefil koşullarında ve işgalin boyunduruğu altında yaşıyor.
Sonuç olarak, mücadelenin başarısına ikna olmamız için sadece silahlanmak yeterli değildir. Tarihte nice silahlı mücadeleler zaferle sonlandı, niceleri yenildi.

Bize düşen, gerçekler ile açıkça, cesurca ve devrimci bilimsellik ile yüzleşmek zorunluluğudur.
Meselelere ilişkin net bir perspektif ve bu perspektifin somut kuvvetlerinin mücadelede yer alışı başarıya götürürken, fevrilik ve kendiliğindencilik başarısızlığa sürükler.

Bu, bizlere açıkça, devrime yol gösteren ve onun stratejisini planlayan bilimsel siyasi düşüncenin önemini gösterir.
Devrimci siyasal teori boşlukta sallanan soyut bir düşünce, bir mental lüks veya mektepliye mahsus entelektüel bir hobi değildir; zira eğer istenirse, lüzumsuz lüksleri bir kenara bırakabiliriz.

Bilimsel devrimci teori, kitlelerin düşmanlarını, düşmanlarının güçlü ve zayıf yanlarını ve de düşman karşısında ittifak içerisinde kendilerini destekleyen güçleri kavradıkları berrak düşündür.
Keza, kitleler bu bilimsel devrimci teori sayesinde kendi güçlerini, devrimci güçleri kavramalı; nasıl harekete geçileceğini, düşmanın güçlü yanlarının nasıl üstesinden gelineceğini ve zayıflıklarından nasıl faydalanılacağını, nasıl bir örgüt, nasıl bir harekete geçiş, nasıl bir askeri ve siyasi program ile kuvvetlerini düşmanı yenip zafere ulaşmak üzere yükselteceklerini anlamalılar.

Halkımıza şimdiye dek düşman karşısındaki başarısızlığını açıklayacak olan, devrimci siyasal teoridir. 1936’da silahlı ayaklanmanın ve 1936 öncesindeki girişimlerinin neden başarısız olduğu, 1967 yenilgisine nelerin sebep olduğunu, karşısında savaş veriyor oldukları düşman ittifakı hakkındaki hakikati ve nasıl bir karşı-ittifakla ve hangi yöntemle onunla yüzleşebileceklerini izah eden devrimci siyasal teoridir. Tüm bunlar, kitlelerin kavrayabileceği açık bir dille anlatılmalıdır. Bu kavrayış sayesinde, kitleler savaş ve savaşın boyutları üzerine, güçler ve silahlar üzerine net bir perspektif edinebilir ve böylelikle onların düşünüleri, tek savaş perspektifi ile tek savaş stratejisi etrafında örgütlenecekleri şekilde belirir.

Bizim için devrimci siyasal teori, savaşla ilgili net bir bakış açısı anlamına gelir ve bu nedenle bu hususun önemi ve ciddiyeti üzerinde bu denli duruyoruz. Siyasal teori olmadan mücadele ne anlama gelir? Planlamadan yoksun bir biçimde dövüşmek, ne denli ciddi olduklarını idrak etmeden hatalara düşmek veya onlarla nasıl başa çıkacağını bilememek, siyasal konumlanışlarda net bir görüş yerine doğaçlama yapmak anlamına gelir.
Doğaçlama siyasal konumlanışlarda, genellikle konumlanışlar çoklulaşır, bu da dağınık kuvvetler anlamına gelir ki bu da halkımızın devrimci güçlerinin tek bir yolda sağlam bir kuvvet olarak kavuşması yerine pek çok kulvarda dağınıklığı ile sonuçlanır.

Bu hususun hafife alınması tehlikesi karşısında uyarmak istiyoruz. Tabanımızda ve savaşçılarımız arasında, devrimci siyasal teoriyi belli “siyasal liderler” ile “siyasal güçler” tarafından temsil edilen politik sefahat ile karıştıran bir eğilim var.

Bu eğilim, devrimci siyasal teori ile Filistin ulusal hareketinin silahlı mücadele stratejisi öncesi artık geçerliliği kalmamış siyasal metotlarını birbirine karıştırıyor. Ayrıca, bu eğilim, siyasal teori ve kimi entelektüellerin devrime ilişkin komplike safsatalarını da birbirine karıştırıyor. Böylece, bu eğilim, siyasal düşünceyi hor görüyor veya hafife alıyor ve işte burası itibariyle radikal bir düzeltme operasyonu icra etmemiz gerekli.
Siyasal sefahatı teşhir edecek, silahlı mücadeleye dair kanaatimizi kuvvetlendirecek ve davaya hizmet etmek yerine devrimin sorunlarını karmaşıklaştıran ahmak safsatalarının örtüsünü kamuoyunun gözü önünde kaldıracak olan, devrimci siyasal teoridir.

Bu devrimci rolün icrası için, siyasal teori bilimsel olmak zorundadır, yığınların erişimi için açık ve net olmalıdır ve muhariplere karşılaştıkları sorunlar karşısında rehberlik edebilmesi için genellemelerin ötesine uzanarak savaşın strateji ve taktiklerine mümkün mertebe derinlemesine girebilmelidir.
Devrimci teori, bu gereklilikleri yerine getirdiği vakit, yığınların elinde en etkili silaha dönüşür, kuvvetlerini pekiştirme ve hareket halindeki tüm güçlerle birlikte mükemmel netlikte bir görüş ile devrimin başlangıcından nihai sonucuna dek tüm bu güçlerin konumlanış sahibi olmalarına vesile olur.

DÜŞMANLARIMIZ KİM?

Mao Zedung, “Çin Toplumunun Sınıflarının Çözümlemesi” (Mart 1926) makalesinde şöyle der:

“Düşmanlarımız kimler? Dostlarımız kimler?

Devrim için ilk önemdeki soru budur. Çin’de geçmişteki devrimci mücadelelerin bu kadar az şey başarmasının temel nedeni, gerçek düşmanlara saldırmak üzere gerçek dostların birleşememesi idi. Devrimci bir parti yığınların rehberidir ve hiçbir devrim, devrimci parti onlara yanlış yolda liderlik ederse başarılı olamaz. Devrimimizi zafere ulaştırmak ve yığınları yanlış yönlendirmemekten emin olmak için, gerçek dostlarımızla, gerçek düşmanlarımıza saldırmak adına birleşmeye önem vermeliyiz. Çin toplumundaki çeşitli sınıfların ekonomik durumlarını ve onların devrim karşısındaki tutumlarını ayrı ayrı çözümlemeliyiz.”

O halde, düşmanlarımız kim?

Her devrimin arkasındaki siyasal teori, bu sorunun sorulması ve yanıtlanmasıyla başlar. Kabul edilmeli ki Filistin halkımızın yığınları, bu soruyu henüz açık, net ve nihai sonuca vardıracak şekilde yanıtlamadı. Düşmanın net bir tanımı olmadan, savaşa net bir bakış imkansızdır.

Düşmanın kitleler tarafından değerlendirilişi, şimdiye dek duygusal bir işlemden ibaretti. Ne vakit birkaç kısmi zafer kazanıldı, o vakit yığınlarda düşmanın gücünü hafife alan, savaşın hızlı ve kolay olacağını ve kısa sürede zafere ulaşmamızın mümkün olduğunu genel bir algılayış galip geldi.

Diğer yandan, düşman bize sert vurduğunda, öteki uca savrularak düşmanın yenilmez bir güç olduğunu düşünmeye başladık.
Aşikardır ki, bu denli bir duygusal bocalama ile savaşın bilimsel bakış açısına sahip olmamız veya akıllıca ve kazanmak üzere sebatla planlamamız imkansızdır.

Yığınlarımızın düşmanın asıl doğasını kavraması ve bu kavrayışla savaşın görüntüsünün onlar için netleşmesinin vakti gelmiştir.

Etiketler: çeviridevrim kitaplığıdüşmanfhkcfilistin'in kurtuluşunun stratejisisiyasal teoristratejiyolculuk
Tweet8Paylaş12GönderPaylaşTara

İlgili Gönderiler

Hapishane yönetimi, Fidel Castro ve Che Guevara’yı örgüt üyesi ilan ederek resimlerini yasakladı!

Veda mektubu – Ernesto Che Guevara (*)

10.10.2020 00:22

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı...

Tüm gericiler birer kağıttan kaplandır – Mao Zedung (*)

Tüm gericiler birer kağıttan kaplandır – Mao Zedung (*)

01.10.2020 23:09

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı...

İkinci Enternasyonal neden Troçki’yi savunuyor? – Nadya Krupskaya

17.03.2020 22:25

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı...

Rusya’da halkın Stalin sevgisi artıyor

Zorunlu Bir Düzeltme – Josef Stalin

11.03.2020 01:39

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı...

Beni Leninizme Sürükleyen Yol – Ho Chi Minh (*)

Beni Leninizme Sürükleyen Yol – Ho Chi Minh (*)

02.03.2020 17:53

Gazete Yolculuk, devrimler tarihinin ustalarının, günümüze ışık tutmayı sürdüren yazılarını ve çalışmalarını çevirerek okuyucularıyla ve ülkemizin genç kuşaklarıyla Devrim Kitaplığı...

Belçika, eşcinsellik karşıtı mesajlar paylaşan Türkiyeli imamı sınırı dışı ediyor: “Burada yeri yok”
Aktüel

Belçika, eşcinsellik karşıtı mesajlar paylaşan Türkiyeli imamı sınırı dışı ediyor: “Burada yeri yok”

28.01.2021 10:13

Belçika, Houthalen - Helchteren kasabasında bulunan Diyanet İşleri'ne bağlı Yeşil Cami (Groen Moskee) imamının, eşcinsellik karşıtı görüşleri nedeniyle oturma iznini...

Daha fazla oku
“Militan tartışması ve devleti ele geçirmek”: Devlet, parti ve hareketin birleştiği kutlu dava…

“Militan tartışması ve devleti ele geçirmek”: Devlet, parti ve hareketin birleştiği kutlu dava…

28.01.2021 09:30
7 Kasım 2020 | Günün öne çıkan haberleri

28 Ocak Perşembe | Günün haberleri

28.01.2021 08:59
“Hoca caiz dedi” diyerek kızını istismar eden babaya takım elbiseden 15 yıl iyi hal indirimi!

“Hoca caiz dedi” diyerek kızını istismar eden babaya takım elbiseden 15 yıl iyi hal indirimi!

28.01.2021 08:49
Ne kadar tanıdık: Casusluktan tutuklanan müdür evinde çıkan 1.5 milyon Euro için “Arkadaşım unuttu, sonra alacaktı” demiş

Ne kadar tanıdık: Casusluktan tutuklanan müdür evinde çıkan 1.5 milyon Euro için “Arkadaşım unuttu, sonra alacaktı” demiş

28.01.2021 08:25
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Sayılar
gerçeğin devrimci sesi!

© 2018 Tüm hakları saklıdır. Sitede yayımlanan orijinal içeriklerinin kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır. Adali Labs 2016

No Result
Tüm sonuçları görüntüle
  • Aktüel
  • Emek
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kadın
  • Yaşam
    • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Devrim Kitaplığı
    • Enternasyonal Yolculuk

© 2018 Tüm hakları saklıdır. Sitede yayımlanan orijinal içeriklerinin kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır. Adali Labs 2016

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Gazete Yolculuk'u anasayfanıza ekleyin!

Ekle