Gazete Yolculuk Haber Merkezi
Uzun süredir iktidarın tüm tepkilerine ve karşı duruşlarına rağmen ekonomik ve siyasi bir krizin içerisindeyiz.
Her gün açıklanan ekonomik veriler uçurumun kenarındaki Türkiye’nin halini gözler önüne sererken, iktidarın en ufak muhalif sesi dahi sokakta baskılamak için verdiği çaba, bu krizin yaratacağı etkiden korkularının bir işareti adeta.
Söylem ve baskı yoluyla muhalif sesler susturulmaya, krizin üstü örtülmeye çalışılıyor. Bir yandan da AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan sonu gelmez parti ve isim ziyaretlerinde bulunuyor.
Son iki haftada Saadet Partisi, DP, DSP, Hüda Par, BBP gibi partilerle görüştü Erdoğan. Bunun yanında ise sürekli Bahçeli ziyaretleri gündemde. Son olarak, geçen hafta Saadet Partisi’nin önemli isimlerinden Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmişti Erdoğan. Bu ziyaretler bir erken seçime işaret eder mi kesin olarak bilinmez ancak 50+1 için bu turların yapıldığı belli.
Ender İmrek de bugün Evrensel’deki yazısında bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor:
“Son ziyaret bir dönem terk ettikleri Saadet Partisi YİK Üyesi Oğuzhan Asiltürk’eydi. Saadet’in meşru kurulları bir kenara iterek, içini karıştırmak pahasına yapılan bir ziyaretti. Bir yandan muhalefetin içine oynanıyor, bölüp parçalamak için paslı silahlar devreye sokuluyor, diğer yanda oy oranına, partinin büyüklüğüne küçüklüğüne bakılmaksızın destek alma çabası sürüyor.”
Birçok kişi AKP’nin siyasi sonunun geldiğin dillendiriyor ancak İmrek yazısında bir alternatifin olması gerektiğini vurguluyor. O alternatifi de şöyle tanımlıyor:
“Yeter ki güçlü bir alternatifle çıkması bilinsin… Bu olmadan olmaz! Alternatif olarak kim çıkacak; elbette geniş muhalefet. Başta sosyalistler, Kürt demokratik hareketi, demokratlar güçlü bir birlikle kendilerini hissettirmeli… Bu güçler önümüzdeki dönem kilit rol oynayabilirler. Sonra demokratik bir program gerek. Tüm muhalefetin ortak hareket edebileceği ekonomik siyasal kültürel bir program. Ve elbette halka, işçi ve emekçilere güven veren asgari müştereklerde birleşmeyi, mücadeleyi ön gören ve demokratik bir anayasa özeti olabilecek demokratik Türkiye programı ile…”